Teranostik (Theragnostik); terapi ve diagnostik kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşmuş bir kavramdır. Bazı onkolojik hastalıklarda kişiselleştirilmiş tanı ve tedavi yöntemlerinin bir arada kullanımını ifade eden bir nükleer tıp uygulamasıdır.
Teranostik terimi ilk olarak 1998 yılında John Funkhouser tarafından kullanılmıştır. Öte yandan 50 yıldan uzun bir süredir tiroit kanserli hastaların tedavisinde kullanılan I-131 görüntüleme ve tedavisi, bilinen en eski teranostik uygulamadır.
Teranostik yaklaşım iki temel aşamadan oluşur;
Teranostik yaklaşımda görüntüleme ve tedavi için kullanılacak ajanlara teranostik çiftler adı verilmektedir. En sık kullanılan ve bilinen teranostik çiftler ve hangi hastalıklarda uygulandığını aşağıdaki tabloda bulabilirsiniz.
Görüntüleme için PET/CT ya da SPECT CT kullanılır. Görüntülemede kullanılacak radyoaktivitenin bu cihazlar tarafından görüntülemeye imkân verecek ışımalar yayması gerekir. Görüntüleme ajanları Gama ışıması yaparlar.
Gama ışınlarının tedavi edici özelliği yoktur. Tedavide kullanılacak ajanların alfa ya da beta ışıması yapması gerekir. Alfa ve beta ışınları hücre içerisine girerek radyasyonun etkisi ile geri döndürülemeyecek DNA hasarlarına ve dolayısıyla hücre ölümüne neden olurlar.
Teranostik uygulamalar multidisipliner yaklaşım gerektirir. Tedavi kararı sadece nükleer tıp uzmanı tarafından verilmez. Medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi ve cerrahi hekimlerinden oluşan bir konsey tarafından, hastanın tanı konulduğu andan bize başvuruncaya kadar geçen süre içerisindeki tüm tanısal işlemleri, aldığı tedavileri değerlendirilir. Konsey kararı ile hastanın teranostik uygulamalar için uygun olup olmadığı belirlenir.
Tedavi kararı verildikten sonra hasta Nükleer Tıp Uzmanı tarafından detaylı olarak alacağı tedavi konusunda bilgilendirilir. Tedavi ekibimiz ‘Nükleer Tıp Uzmanı, Medikal Fizik Uzmanı ve Radyonüklid tedavi konusunda özel eğitim almış hemşirelerden’ oluşmaktadır.